Nöbetçi Eczaneler
“Artık Laf Değil, Eylem Zamanı!” sloganıyla duyurulan yürüyüş, 13 Ekim’de Diyarbakır (Amed)’dan başlayarak altı ili kapsayacak ve 17 Ekim’de Ankara’da yapılacak kitlesel basın açıklaması ve oturma eylemiyle son bulacak.
KESK Hakkari Şubeler Platformu, bu yürüyüşe güçlü destek vereceklerini belirterek, adalet arayışlarının kararlılıkla süreceğini vurguladı.
Altı İlde Adalet Zinciri
KESK tarafından hazırlanan eylem planına göre yürüyüş kolları; Diyarbakır, Urfa, Adıyaman, Antep, Adana ve Mersin güzergâhında ilerleyecek. Her ilde yürüyüşçüler karşılanacak, kent merkezlerinde basın açıklamaları düzenlenecek ve talepler Ankara’da Meclis gündemine taşınacak.
Yürüyüşlerin koordinasyonu, KESK Yürütme Kurulu ile Şubeler Platformu Dönem Yürütmeleri tarafından sağlanacak.
“KHK Rejimi Toplumsal Bir Yaradır”
KESK açıklamasında, 2016’dan bu yana süren KHK mağduriyetlerine dikkat çekilerek, OHAL Komisyonu’nda binlerce dosyanın hâlâ bekletildiği belirtildi.
“Bu uygulamalar yalnızca bireysel değil, toplumsal bir yaradır. On binlerce insanın yaşam hakkı, geçim güvencesi ve onuru elinden alınmıştır.” denildi.
Ayrıca Anayasa Mahkemesi kararına rağmen Barış Akademisyenleri’nin hâlâ görevlerine dönememesinin, yargının siyasallaşmasının açık göstergesi olduğu vurgulandı.
“Sendikal Faaliyet Suç Değildir”
KESK Hakkari Şubeler Platformu, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Hiçbir yargı kararı olmadan ihraç edilen arkadaşlarımızın tüm haklarıyla birlikte görevlerine dönmeleri gerekiyor. OHAL Komisyonu keyfi kararlarıyla adaleti engelliyor. 10 yıl geçmesine rağmen 2 binden fazla arkadaşımız hâlâ göreve dönmedi. Biz korkmuyoruz, çünkü haklıyız. Adalet için Amed’ten Ankara’ya yürüyoruz.”
“Barış, Yaşam ve Adalet İçin Yürüyoruz”
KESK, yürüyüşün yalnızca üyelerinin değil, tüm demokrasi güçlerinin ortak mücadelesi olması gerektiğini belirterek siyasi partilere ve Meclis’e çağrıda bulundu:
“KHK’lilerin dosyaları bekletilmesin, tüm hak kayıplarıyla birlikte göreve iadeler derhal gerçekleştirilsin. Savaşa karşı barışı, ölüme karşı yaşamı, tekçiliğe karşı çoğulculuğu, karanlığa karşı aydınlığı savunacağız.”
