Toplu Sözleşme Değil, Sefalet Dayatması!
Toplu sözleşme sürecinin sona ermesine saatler kala kamu emekçileri, hükümetin önerdiği zam teklifini “sefalet ve güvencesizlik dayatması” olarak değerlendirdi. Emekçilere göre ortada gerçek bir toplu sözleşme teklifi dahi bulunmuyor.
Sendikalar, hükümetin 4 milyon kamu çalışanı ve 2,5 milyon emekliye sunduğu teklifin bir simit parası değerinde bile olmadığını vurgularken, kamu hizmetlerinin niteliksizleştirildiğini, özelleştirme ve taşeronlaştırma politikalarıyla hem kamu çalışanlarının hem de vatandaşların mağdur edildiğini ifade etti.
Haklar Değil, Hayatlar Yok Sayılıyor
Emekçiler, yıllardır uygulanan betonlaşma ve borçlanmaya dayalı politikaların sadece kamu hizmetlerini değil, doğayı ve yaşamı da tahrip ettiğine dikkat çekti. Sağlık, eğitim, ulaşım gibi temel hakların paralı hale geldiği, kamu binalarının ticarethaneye, yurttaşların ise müşteriye dönüştürüldüğü dile getirildi.
Bu düzenin bedelini, söndürülemeyen yangınlar, sel felaketleri ve altyapı yetersizlikleriyle tüm toplumun ödediği belirtildi.
Kamu Emekçilerinin Talepleri Net
Sendikaların sahada dile getirdiği temel talepler ise şu şekilde sıralandı:
• Toplu görüşmelerin her yıl yapılması ve canlı yayınlanması
• Aralık ayında açıklanan yeniden değerleme oranında otomatik zam yapılması
• Yılda iki ikramiye
• 1. dereceye gelen tüm memurlara 3600 ek gösterge verilmesi
• Tüm ek ödemelerin emekliliğe ve taban aylığa yansıtılması
• Kira yardımı desteği
• Vergi adaletsizliğinin giderilmesi
• Ücretsiz servis, yemek, ulaşım hakları
• Kreş desteği ve kamu kurumlarında ücretsiz kreş
• Güvencesiz istihdamın sona erdirilmesi, kadrolu istihdam
• Mülakatın kaldırılması
• Kadın kamu çalışanlarına yönelik ayrımcılığın son bulması
• Grev hakkını içeren gerçek bir toplu sözleşme sistemi
Hakem Kurulu Güven Vermiyor
Sendikalar, uyuşmazlık durumunda devreye giren Hakem Kurulu’nun objektifliğine artık inanmadıklarını da net bir şekilde ifade etti. 11 üyeden 7’sinin doğrudan ya da dolaylı olarak Cumhurbaşkanı tarafından atanmasının, Kurul’un bağımsızlığına gölge düşürdüğünü savundular. “Hakem Kurulu, hükümetin noterliğini yapmaktadır” ifadeleriyle eleştiriler yükseldi.
Mücadele Başladı: Bu Daha Başlangıç
Sendikalar ve kamu emekçileri, artık sahte veriler ve tutmayan enflasyon hedefleriyle maaşların eritilmesine, halktan alınan vergilerin sermayeye teşvik olarak aktarılmasına “artık yeter” diyerek karşı çıkıyor.
Kamu emekçileri adına yapılan açıklamada, mücadelenin artık masada birkaç puanlık zam pazarlığı değil, doğrudan bir direniş ve hak arama süreci olduğu vurgulandı.
“Gerçek bir toplu sözleşme için, grev hakkımızı tanıyacak demokratik bir çalışma yasası için, insanca yaşanacak ücret ve güvenceli istihdam için omuz omuzayız. Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!” mesajı verildi.
Sonuç olarak, milyonlarca kamu emekçisinin sesini alanlara taşıyan sendikalar, yetkili sendikaları da uyararak gizli pazarlıklarla yeni bir “satış sözleşmesi” yapılmasına izin vermeyeceklerini duyurdu.
“Hepimiz aynı gemideyiz” söylemine karşılık “Geminin gerçek sahipleri olarak hakkımızı istiyoruz” diyen kamu emekçileri, mücadeleyi büyütme kararlılığıyla sahada yer almaya devam edecek.