Peki bu durum neden önemli?
Otomotiv ÖTV’si kısa vadede güçlü nakit akışı sağlıyor; yıl sonu hedefinin aşılması ihtimalini artırıyor. Artan ortalama ÖTV, anahtar teslim fiyatları yukarı itiyor; talep kompozisyonu (segment/dilim) ve filo davranışları üzerinde baskı yaratıyor.
Resmi rakamlar, hükümetin otomotivden ÖTV tahsilatını “rekor” seviyelere taşıdığını ve sektörün kısa vadede bütçe dengesi için kritik bir gelir kalemi haline geldiğini teyit ediyor. EBS Danışmanlık’ın Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın verilerine dayanarak hazırladığı grafik, mevcut tabloyu gözler önüne seriyor.
Tabloya göre Ağustos ayında otomotiv pazarı, geçen yıla göre yüzde 11,62’lik bir büyüme göstererek 104 bin 893 adede ulaştı. Hükümetin ÖTV tahsilatı ise yüzde 76,65’lik rekor bir artışla 65 milyar TL’ye yükseldi.
Temmuz 2025’te satılan bir araçtan ortalama 556 bin TL ÖTV tahsilatı yapılıyordu. 24 Temmuz’da yeni ÖTV düzenlemesine gidilmişti. İşte yapılan o düzenlemeden sonra rakam ağustos ayında 626 bin TL’ye fırladı. Geçen yılın ağustos ayında ise bu tutar 395 bin TL seviyesindeydi.
Tabloya göre yılın ilk sekiz ayında otomotiv pazarı yüzde 6,60 büyüyerek 844 bin 761 adede ulaştı. Buna karşılık, aynı dönemde ÖTV tahsilatı yüzde 7 değil,; yüzde 42,21’lik bir artışla 442,7 milyar TL’ye yükseldi. Bu tahsilat rakamı, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yıl sonu için koyduğu 799 milyar TL’lik ÖTV hedefinin şimdiden yüzde 55,4’üne denk geliyor.
Emre Özpeynirci, söz konusu durumu, “Otomotiv pazarındaki bu yüksek tahsilat, ÖTV’nin artık hükümet için “tekerlekli vergi dairesi” haline geldiğini bir kez daha kanıtlıyor.” diyerek yorumluyor.